Bugun...



TEMA Vakfı’ndan çarpıcı çalışma: Hatay’daki enkaz atıkları zehir saçıyor

Ülkemizi derinden etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Hatay’da çalışmalar yürüten TEMA Vakfı, ulaştığı çarpıcı sonuçları depremin 1. yıl dönümünde kamuoyuyla paylaştı.

facebook-paylas
Tarih: 12-02-2024 15:06

TEMA Vakfı’ndan çarpıcı çalışma: Hatay’daki enkaz atıkları zehir saçıyor

Sonuçlara göre, depremin ardından enkaz kaldırma çalışmalarının
yürütüldüğü Hatay’da, toprak ve su varlıklarından alınan örneklerde salgın hastalıklar ve
kanser gibi ciddi halk sağlığı sorunlarına yol açma riski olan asbest, ağır metal ve
bakteriyolojik kirlenme tespit edildi.
TEMA Vakfı, 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli meydana gelen, 11 ilde yıkıma ve on
binlerce can kaybına sebep olan depremlerin neden olduğu enkaz atıklarının, toprak ve su
üzerinde yarattığı kirliliği tespit etmek üzere, yıkımın en çok yaşandığı illerden biri olan
Hatay’da çalışma başlattı. Çalışma kapsamında 2023 yılının haziran, eylül ve aralık aylarında
Hatay’a yapılan ziyaretlerde toprak ve su örnekleri alınarak asbest, ağır metal ve
bakteriyolojik analizler yapıldı.


Asbest, ağır metal ve bakteriyolojik kirlenme tespit edildi
Çalışmaya dair bilgi veren TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, “Hatay’da planlı
olmadığını düşündüğümüz değişik noktalara dökülmüş enkaz atıklarından ve yakınlarındaki
tarla ve bahçelerdeki topraktan aldığımız 7 örneğin 5 tanesinde asbest tespit edildi. Ayrıca
Samandağ deniz kenarında bulunan Mileyha Kuş Cenneti Sulak Alanı’ndan ve Antakya
Serinyol’da bulunan kuyu suyundan alınan 3 örneğin 2’sinde de asbeste rastlandı.
Güneysöğüt, Samandağ ve Serinyol’dan aldığımız 3 adet su örneğinde ise bakteriyolojik
üreme tespit edildi. Bu sonuçlar Hatay’da kullanılmakta olan suya, kanalizasyon suyunun
karışmış olma ihtimalini gösteriyor. Bu durum zehirlenmelere ve salgın hastalıklara yol
açabilir. Yine Defne ve Samandağ Mileyha Kuş Cenneti yakınlarından aldığımız su
örneklerinde bazı ağır metal miktarlarının İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hk. Yönetmelik’le
belirlenen sınır değerlerin oldukça üzerinde olduğu tespit edildi. Bu nedenle halk sağlığı
açısından endişeliyiz” diye konuştu.
Asbest ve ağır metaller ciddi hastalıklara yol açabiliyor
Asbestin, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı’nın (IARC)
en önemli kanser nedenleri listesinde yer aldığını hatırlatan Deniz Ataç, “Deprem sırasında ve
sonrasında binaların yıkılmasıyla etrafa yayılan yüksek miktardaki asbest lifleri, halk sağlığı

açısından ciddi tehlike yaratıyor. Maalesef daha önce bazı Sivil Toplum Kuruluşları tarafından
yapılan asbest ölçümleri sonucunda havada sınır değerlerinin çok üstünde asbeste rastlandı.
Asbestin, özellikle solunum yoluyla insan vücuduna alındığında; akciğer fibrozu, akciğer ve
gırtlak kanseri vb. ciddi hastalıklara yol açtığı biliniyor. Sindirim yoluyla vücuda alındığında
kansere neden olup olmadığı konusunda kesin bir sonuç olmamakla birlikte kansere yol
açabildiğine yönelik çalışmalar da mevcut” ifadelerini kullandı.
Hatay’da halk sağlığını tehdit eden tek etkenin asbest olmadığını söyleyen Ataç, “Moloz
yığınlarından havaya yayılan zehirli gazlar, tozlarda bulunan inorganik ve kimyasal atıklar ile
sulara karışan mikrobiyolojik atıklar da söz konusu. Bunların içinde en tehlikelisi ise ağır
metaller. Bazı ağır metaller su ve toprakta biriktiğinde; nörolojik hasar, böbrek yetmezliği,
kanser gibi sağlık sorunlarına neden olabilir” diyerek diğer etkenlere de dikkat çekti.
Hatay’da tarımsal verim %30 oranında düşebilir
Tarımsal verimlik üzerindeki tehlikeye de dikkat çeken Ataç, “Enkaz atıklarının tarım
arazilerinin yakınlarına dökülmesi ve içerisindeki sayısız çeşitlilikteki kirleticilerin toprağa
karışmasının yanı sıra havadaki asbestin ve tozların bitkilerin üstünde birikmesi ve fotosentez
yapmasını engellemesi toprağı ve tarımsal verimi olumsuz etkileyecektir. Asbest ve tozların
yanında, enkaz atıklarının içerisindeki çeşitli kimyasallar da toprak canlılarını, toprağın
kalitesini ve verimini olumsuz yönde etkileme tehlikesi taşıyor. Bu nedenle bilim insanları
tarımsal verimin yaklaşık %30 oranında düşmesini bekliyor” dedi. Ataç ayrıca bu
kimyasalların besin zinciriyle içme suyuna ve sofralara kadar ulaşma ihtimalinin
bulunduğunun da altını çizdi.
Amik Ovası, zeytinlikler ve Mileyha Kuş Cenneti korunmalı
Hatay’daki kirliliğin yalnızca insan sağlığını tehdit etmekle kalmadığına da vurgu yapan Ataç,
“Asi Nehri'nin taşıdığı alüvyonlar sayesinde oldukça verimli topraklara sahip olan ve yaklaşık
105 bin hektara yayılan Amik Ovası, deprem sonrasında düzensiz atık bertarafı nedeniyle
ortaya çıkan toprak ve su kirliliğinden etkilenmiş durumda. Hatay'ın zengin bitki örtüsü ve
çeşitli yaban hayatına ev sahipliği yapan vadileri ile dere yataklarının yanı sıra sistemlerinin
beslediği alanlardaki zeytinlikler de kirlilikten etkilenen alanlar arasında. Türkiye’de bulunan
500 farklı kuş türünden 283’üne, 231 bitki türüne, 24 kelebek, 3 kurbağa ve 12 sürüngen ile 6
memeli türüne ev sahipliği yapan Mileyha Kuş Cenneti’nin yakınındaki bir bölge enkaz döküm
alanı haline getirilmiş durumda. Yılın her döneminde yüzlerce kuş buraya dinlenmek,
beslenmek ve yazın üremek için geliyor. 2021 yılında resmi bir statü de kazanan bu alanın
göz göre göre yok olmaması için acilen önlem alınmalı. Bölgenin doğal yaşamı ve biyolojik
çeşitliliği için oldukça önem içeren bu alanların korunması gerekiyor” şeklinde konuştu.

Depremler ikincil felaketlere yol açmasın!
Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğini hatırlatan Deniz Ataç, depremlerin ikincil
felaketlere yol açmaması için afet sonrası yönetimin de çok önemli olduğunu, bu nedenle il
afet atık planlarının acilen hazırlanması gerektiğini ifade etti.
Ataç “Elbette depreme karşı alınabilecek en büyük önlem zemine uygun, depreme dayanıklı
binaların inşa edilmesi ve var olan yapı stoğunun güçlendirilmesidir. Bu sayede bugüne kadar
yaşadığımız üzücü kayıpların sayılarını azaltmak mümkün olacaktır. Deprem sonrasında
oluşacak milyonlarca ton enkaz atığının, çevreye ve insan sağlığına vereceği zararların önüne
geçilmesi için yapılması gereken ise; il afet yönetim planlarının yanı sıra il afet atık planlarının
hazırlanıp, kamuoyuyla paylaşılması ve afet sonrası hayata geçirilmesidir. Bu planlarda,
ormanlık alanlar, sulak alanlar, tarım arazileri ve meralar gibi önemli doğal varlıklarımızı
korumak için enkaz atıklarının nerelere dökülmeyeceğine dair katı kuralların konulması
gerek” diye konuştu.
Ataç, 6 Şubat depremlerinin yıl dönümünde; hayatını kaybeden yurttaşların yakınlarına,
depremden etkilenen herkese ve tüm ülkeye başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerini de bir kez
daha yineledi.
Umut Yeşertiyoruz! TEMA Vakfı




Bu haber 162 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER ÇEVRE Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI