OECD Birinciliğine Sert Tepki Yoğun katılımla gerçekleşen açıklamada konuşan Başkan Teletar, Türkiye'nin OECD verilerine göre kadına şiddette %38 oranıyla ülkeler arasında birinci olduğunu belirterek, bu durumun utanç verici olduğunu dile getirdi. Teletar, "Kadınlar sadece öldürülmüyor; yok sayılıyor, susturuluyor. Tecavüzler örtbas ediliyor, cinayetlere intihar süsü veriliyor. Neden? Çünkü bu düzenin sahipleri kadınları hâlâ güçsüz sanıyor," dedi. Basın açıklamasında, şiddetin kaynağının "ekonomik kriz" veya "kıskançlık" gibi bireysel bahaneler değil, bizzat erkek egemen zihniyet olduğu vurgulandı.

İktidarın Dili ve İstanbul Sözleşmesi Vurgusu Başkan Teletar, kadın cinayetlerinin asıl sebebini iktidarın politikalarına ve diline bağladı:
"Bu ülkede kadın cinayetlerinin sebebi çok açık: İstanbul Sözleşmesi’ni bir gecede fesih ettiler. 6284’ü etkin uygulamıyorlar. Ve en önemlisi: Bu iktidarın dili kadın düşmanı."
Teletar, iktidar temsilcilerinin kadınları hedef alan sözlerinin, "ülkenin kadın katillerine verilen cesaret sözleri" olduğunu ifade etti ve CHP Kadın Kolları'nın yürüttüğü "Siyah Mektuplar" çalışmasının, iktidara tutulmuş bir ayna olduğunu belirtti.
Adalet ve Taahhüt Çağrısı Açıklama, mücadele kararlılığı ve adalet talebiyle sona erdi. Teletar, CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel'in sözünü hatırlatarak, partilerinin iktidarında atılacak adımları sıraladı:
-
İstanbul Sözleşmesi derhal yürürlüğe girecek.
-
6284 sayılı yasa etkin ve eksiksiz uygulanacak.
-
Cezasızlık bitecek ve gerçek adalet gelecek.
Başkan Teletar, "Kadınlar omuz omuza, örgütlü bir şekilde kazanacak," diyerek sözlerini bitirdi ve eylemciler hep bir ağızdan üç kez, "ŞİDDETE MECBUR DEĞİLİZ!" sloganını haykırdı.
BASIN AÇIKLAMASI METNİ
CUMHURİYET HALK PARTİSİ KADIN KOLLARI GENEL BAŞKANLIĞI
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslarası Mücadele Günü Ortak Basın Açıklaması
Değerli yol arkadaşlarımız, sevgili kadınlar, kıymetli basın mensupları, Bugün burada sadece bir günü değil, bir dünya düzenine karşı kadınların yüzyıllardır süren isyanını konuşuyoruz. 25 Kasım, Mirabel Kardeşlerden bugüne uzanan o dev kadın mücadelesinin adıdır. Ve biz biliyoruz ki: Bu ülkenin karanlığına rağmen, kadınların dayanışması hâlâ en büyük ışık, en büyük cesarettir.
OECD verilerine göre, kadına şiddette %38 ile OECD ülkeleri arasında birinci olan ülkemizde kadınlar sadece öldürülmüyor; yok sayılıyor, susturuluyor, yalnız bırakılıyor. Tecavüzler örtbas ediliyor, cinayetlere intihar süsü veriliyor, failler korunuyor. Neden? Çünkü bu düzenin sahipleri kadınları hâlâ güçsüz, hâlâ itaatkâr, hâlâ kontrol edebilecekleri bir varlık sanıyor.
Ama biz biliyoruz: Bu ülkede kadınları öldüren, bireysel bahaneler değil; erkek egemen zihniyetin bizzat kendisidir. Ekonomik krizmiş, kıskançlıkmış, psikolojik sorunmuş. Aynı sözleri her dosyada duyuyoruz. Peki bu “cinnet geçiren” erkekler neden komutanlarını, patronlarını, babalarını öldürmüyor da kadınlara yöneliyor?
Çünkü kadını kendilerinden güçsüz zannediyorlar. İşte vahşetin kaynağı tam olarak budur! Ama şunu herkes duysun: Biz kadınlar o güçsüzlük masalını paramparça ettik. Sokakta, evde, işte, Meclis’te… Geri adım atmadık, atmayacağız. Bir kez daha söz veriyoruz: Katledilen tüm kadınlar için adalet sağlanana kadar durmayacağız!Çünkü bu ülkede kadın cinayetlerinin sebebi çok açık:
İstanbul Sözleşmesi’ni bir gecede fesih ettiler. 6284’ü etkin uygulamıyorlar. Devlet mekanizmalarını her geçen gün daha da çürüttüyorlar.
Ve en önemlisi: Bu iktidarın dili kadın düşmanı.
Hatırlayalım: ‘’Anası tecavüze uğruyorsa neden çocuk ölsün, anası ölsün.” “Kadın dediğin iffetli olacak, herkesin içinde kahkaha atmayacak.” “Tecavüze uğrayan doğursun, gerekirse devlet bakar.” “Bir kereden bir şey olmaz.” “Boş bırakılan… ya davulcuya ya zurnacıya.”
İktidar temsilcileri tarafından söylenen bu sözler sadece cehalet değil; bu ülkenin kadın katillerine verilen cesaret sözleridir!
Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları olarak Siyah Mektuplar çalışmamızda binlerce kadın yaşadıklarını anlattı.
Bir kadının değil, bir halkın çığlığı var o mektuplarda. Siyah Mektuplar bu iktidarın yüzüne tutulmuş aynadır.
Ya o aynaya bakıp gerçekleri görecekler, ya da kadınların dayanışmasının altında ezilecekler.
Ve herkes şunu bilsin: Hiçbir kadın çığlığı artık bir erkeğin iki dudağı arasında kaybolmayacak!
Biz duyuyoruz. Duymayanlara da duyuracağız. Onlar kaçacak, biz konuşacağız. Onlar saklayacak, biz ortaya çıkaracağız. Onlar susacak, biz bağıracağız!
İktidarın sonu yaklaşıyor. Ve biz, kadınların özgür olduğu bir Türkiye için hazırız:
Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’in de söz verdiği gibi İstanbul Sözleşmesi yürürlüğe girecek! 6284 etkin ve eksiksiz uygulanacak! Cezasızlık bitecek! Gerçek adalet gelecek!
Kadınlar omuz omuza, örgütlü bir şekilde kazanacak. Ve bugün burada bir kez daha haykırıyoruz:
Kadınlar susmuyor!
Kadınlar direniyor!
Kadınlar kazanacak!
Katledilen tüm kadınların hesabı sorulana kadar da bu mücadele bitmeyecek!
Son sözümüz şudur;
Biz kadınlar: ŞİDDETE MECBUR DEĞİLİZ!
ŞİDDETE MECBUR DEĞİLİZ!
ŞİDDETE MECBUR DEĞİLİZ!











Ümraniye Çarşı Metro Durağı'nda tarihi basın açıklaması: Kadınlar, İstanbul Sözl..
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kuşadası İlçe Örgütü, İYİ Parti’den istifa ederek ..
İzmir'de uzun süredir devam eden kuraklık ve iklim krizinin etkileriyle mücadele..
Elbette, Söke'de gerçekleşen 24 Kasım Öğretmenler Günü kutlamalarına dair haberi..
Beyoğlu Kaymakamlığı’nın 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü için ald..
Aydın İl Jandarma Komutanlığınca, trafik sorumluluk bölgesinde 20.00–24.00 saatl..
Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Azerbaycan'dan Türkiye'ye gelmek üzere olan TSK'y..
Aydın'ın en köklü ve sevilen esnaflarından, kebap dünyasında bir yıldız gibi par..