Bugün, sadece bir anma günü değil; 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü, aynı zamanda tarihe not düşülen bir direniş günüdür.
Sözümüz, hayatı hiçe sayanlara, kadını bir nesne gibi gören zihniyete karşıdır. Sözümüz, yol arkadaşlarımızı, kız kardeşlerimizi, annelerimizi ve geleceğimizin mimarlarını aramızdan alan acımasız şiddete karşıdır. Katledilen her kadın için, hayalleri yarım kalan her bir genç kız için, şiddete maruz kalan ve sesi kısılan tüm kız kardeşlerimiz için mücadele bayrağını en tepeye taşıyacağız. Susmayacağız! Bu bizim en temel sözümüzdür.
I. Turuncunun Manifestosu: Umut ve Dayanışma
Şiddete karşı mücadelenin evrensel rengi turuncudur. Turuncu; uyarı, bilinçlenme ve aydınlık bir geleceğe duyulan umudun sembolüdür. Bugün, turuncu fularlarımızla, atkılarımızla, karanlığa bir meydan okuma olarak yan yana duruyoruz. Omuz omuza duruşumuz, yalnız olmadığımızın, birbirimize yaslanarak ne kadar güçlü olduğumuzun en somut kanıtıdır.
Bu bir protestodan öte, bir dayanışma manifestosudur. Fiziksel şiddetten ekonomik şiddete, psikolojik baskıdan dijital tacize kadar uzanan şiddetin tüm biçimlerine karşı ortak bir cephedeyiz. Şiddetin hiçbir türü meşrulaştırılamaz, hafifletilemez ve görmezden gelinemez.
II. Duruşun Gücü: Sessizlik ve Çığlık
Buluşmamızın gücü sadece yükselen sloganlarda gizli değildir. Bu, aynı zamanda kararlı bir duruşun ve anlamlı bir sessizliğin buluşmasıdır. Bazen, haykırılan her ismin ardından gelen o anlık sessizlik, şiddetin bıraktığı boşluğu ve acıyı en derin şekilde hissettirir.
O sessizlik, susturulan tüm kadınların sesidir. O duruş, "Artık yeter!" diyen kararlılığımızdır.
Bir kadının daha ışığı sönmesin, bir hayat daha kararmasın diye, karanlığa rağmen birbirimize ışık olmaya, bu tehlikeli ve meşakkatli yolu omuz omuza yürümeye devam edeceğiz. Bizler, birbirine güç veren, birbirinin yarasını saran bir topluluğuz.
III. Güvenli Bir Dünya Sözü: Geri Adım Yok
Mücadelemiz, tüm çocuklar ve tüm kadınlar özgürce, güven içinde, korkmadan ve ayrımcılığa uğramadan yaşayacağı gün gelene dek devam edecektir. Bu bir dilek değil, bir haktır ve biz bu hakkı sonuna kadar savunacağız. Toplumun her kesiminin, devletin ve hukukun, kadın yaşamını koruma sorumluluğu olduğunu bir kez daha yüksek sesle hatırlatıyoruz.
Bizim davamız, sadece kadınların davası değil; eşitlik, adalet ve insan hakları davasıdır.
Sen de Gel.
Unutma: Bir kadının daha hayatı kararmasın diye, bir ses daha eksilmesin diye, bir ışık daha sönmesin diye, senin duruşun, senin varlığın, senin sesin çok kıymetli.
Birlikteyiz. Güçlüyüz. Kazanacağız!